Okulumuz çok amaçlı salonunda, okul psikolojik danışmanımız Neslihan Nefesoğlu birinc sınıf velilerimizle buluştu. Mutlu ve başarılı bir çocuk yetiştirmek için ebeveynler neler yapmalı? Düzen ve rutinin, tekrarın, pedagojik dilin, ekranı doğru kullanmanın, sınır ve sorumluluğun, ebeveynlerin çocuklarla kaliteli zaman geçirmenin önemini, okul psikolojik danışmanımız Neslihan Nefesoğlu 1. Sınıf ebeveynleriyle paylaştı. Bu keyifli sunumu ebeveynlerimiz ilgiyle dinlediler ve notlar aldılar.

Anasınıfı B şubesi öğrencilerimiz öğretmenleri Neslihan Kebapçı rehberliğinde Deniz Baykal Kültür Merkezi'nde oynanan "Meraklı Gezginler" tiyatro oyununu izleyerek keyifli zaman geçirdi.Tiyatro oyunu, kitap okumanın önemine ve bazı teknoloji araçlarının çocukların üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Öğrencilerimiz oyunu izleyerek hem bilgi edindi hem de keyifli zaman geçirdi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Kasım 1959 yılında Çocuk Hakları Bildirgesi’ni, ayrıca 20 Kasım 1989’da Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi kabul etmiştir. “Çocuk Hakları Günü” 1990 yılından bu yana kutlamaktadır.

Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin temel ilkeleri toplumda çocuklar arasında ayrım gözetmeme, yaşama ve gelişimleri için uygun çevrenin sağlanması ve her durumda çocuğun yüksek yararının korunmasıdır.

Atatürk’ün “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” veciz sözü, adeta Çocuk Hakları sözleşmesinin özünü oluşturmaktadır. Çocukları etkileyebilecek her kararda, çocuğun üstün yararının korunması yönünde kararlar verilmeli ve her zaman için onların üstün yararına öncelik tanımalıdır. Dünyada devam eden savaşlardan, göç sorunlarından etkilenen ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle çalışmaya itilen çocuklar da bu haklar kapsamında korunmalıdır. Her vatandaşın toplumda çocukların korunması için üzerine düşeni yapması adına, Çocuk Hakları Günün hatırlanması daha da önem kazanmaktadır.

3/C sınıfı öğrencilerimiz öğretmenleri Malike Anayurt rehberliğinde Çocuk Hakları günü ile ilgili etkinlikler hazırladı. Hazırladıkları töreni okulumuz çok amaçlı salonunda arkadaşlarına sunan öğrencilerimiz Çocuk Haklarına dikkat çekti.

Okulumuzda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hazırlanan "Dilimizin Zenginlikleri "projesinde bu ay yapılan çalışmada "Sözlük Özgürlüktür" sloganıyla proje alıştırmaları devam ediyor. Cumhuriyet İlkokulu zümre proje görevleri olan öğretmenlerin önderliğinde, Sözlük Özgürlüktür çalışmaları öğrenciler tarafindan sürdürulüyor. "Sözlük Özgürlüktür" sloganıyla hayata geçirilen Sözlük Okuma projesi kapsamında öğrencilerin kelime, kavram bilgileri geliştiriliyor, dil öğrenme becerilerine ve kitap okuma alışkanlıklarının oluşturulmasına katkıda bulunuluyor. Cumhuriyet İlkokulu öğrencileri, öğretmenleri rehberliğinde, yeni kelime ve kavramları öğreniyor, onlarla ilgili panolar hazırlayıp, arkadaşlarının da bilgisine sunuyorlar.

4/B sınıfı öğrencilerimiz 2022-2023 eğitim öğretim yılında öğretmenleri Berran Şahin'in rehberliğinde katıldıkları e Twinning projeleri belgelerini aldı. Öğrencilerimizin dahil olduğu Moldova ve Romanya ile çalıştığı "Mens Sana in Corpore Sano"projesi, Slovakya ile çalıştığı "Traditions in My Village" projesi, Portekiz ve Yunanistan ile çalıştığı "A Challenge a Month Makes Your Day!" projeleriyle 3 tane Ulusal Kalite Etiket ödülü aldı. Öğrencilerimiz bu projelerdeki çalışmaları için müdür yardımcımız Ali Yaşar AYBİR in elinden belgelerini aldı.

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri'nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gün olarak bilinmektedir. Bakanlar Kurulu, Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" ünvanını 11 Kasım 1928 tarihinde yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayınlanması ile resmileşmiştir. Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü olan 1981'de, "başöğretmen" olduğu günün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Okulumuz 2/A sınıfı ve 2/D sınıfı öğrencilerimizin hazırladığı 24 Kasım Öğretmenler Günü töreninde duygusal anlar yaşandı. Şarkı ve şiirlerle süslenen programda öğretmenlerimizin günü kutlandı.

Okul psikolojik danışmanımız Neslihan NEFESOĞLU anasınıfı öğrencilerimizle "Duygularımızı bedenimizin neresinde hissederiz?" konulu keyifli ve yaratıcı bir etkinlik yaptı. Öğrencilerimiz öfke, korku, üzüntü, mutluluk duygularını hissettiğimizde yüzümüz nasıl olur, bu duyguları bedenimizin neresinde hissederiz, bu duyguları hangi hayvanlarla anlatırız, nasıl ifade ederiz? soruları üzerine konuştular, örnekler verdiler, kraft kağıtlarda bulunan kurabiye adamların bedeninde duygularımızın yerlerini boyadılar. Daha sonra bu resimleri okulumuzdaki tüm öğrencilere sergilediler.

Okul psikolojik danışmanımız Neslihan NEFESOĞLU anasınıfı ve 1. Sınıf öğrencilerimizle "Teknolojiyi Sınırsız Kullanırsak Ne Olur?" konulu keyifli ve öğretici bir etkinlik yaptı. Teknolojiyi sınırsız kullanan kardeşlerin neler yaşadığını anlatan öyküyü görselleştirerek okuduktan sonra, bu öykü üzerine konuşan öğrencilerimiz, kendilerinden örnekler verdi. Konu ile ilgili canlandırmalar yapan ve teknolojiyi sınırsız kullanmanın bedenimize verdiği zararları resmeden öğrencilerimiz keyfli bir etkinlik yaşadı. Öğrencilerimizin yaptıkları resimlerden kolaj hazırlayan öğretmenimiz, okulumuzdaki tüm öğrencilere teknolojiyi neden bilinçli kullanmamız gerektiğini anlattı.

20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi imzalamıştır.

Çocukların yetişkinlerden daha farklı ihtiyaçlara ve haklara sahip olması gereğinden yola çıkan BM, bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 maddeden oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır.

Toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir. Cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması ilkeleri üzerine kurulan sözleşme, uluslararası platformda mutabakata varılmış, değiştirilmesi mümkün olmayan standartları ve yükümlülükleri içermektedir. Onaylayan devletlerin kendi iç hukuklarında gerçekleştirecekleri düzenleme ve değişimleri kontrol etmek ve her beş yılda bir bu değişiklikleri yayımlamak için BM tarafından bir Çocuk Hakları Komitesi de oluşturulmuştur.

Okulumuzda 2022/2023 eğitim öğretim yılında e Twinning projesi çalışmaları yapan okulumuz psikolojik danışmanı Neslihan Nefesoğlu ve 4/B sınıf öğretmeni Berran Şahin ödüle layık görüldü.Neslihan Nefesoğlu'nun hazırladığı ve İtalya ile çalıştığı "How Do We Feel Together" projesi en iyi 30 projeden biri seçilmiştir.Proje e Twinning 2023 Proje ekibinin kitabında  yer alacaktır. Ayrıca Ulusal Kalite Etiket ödülü almıştır.

4/B sınıfı öğretmeni Berran Şahin'in katıldığı Moldova ve Romanya ile çalıştığı "Mens Sana in Corpore Sano"projesi, Slovakya ile çalıştığı "Traditions in My Village" projesi, Portekiz ve Yunanistan ile çalıştığı "A Challenge a Month Makes Your Day!" projeleriyle 3 tane Ulusal Kalite Etiket ödülü almıştır.

Yurdumuzun kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük komutan, eşsiz devlet adamı ATATÜRK’ü aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde sevgi, saygı ve gönül borcu duyarak özlemle anıyoruz.Atatürk tarih boyunca yetişen en büyük önderlerden birisidir. Hayatını Türk Milleti ve onun bağımsızlığına adamış, milli birliğimizin, bağımsızlığımızın, çağdaşlık ve aydınlanmanın simgesi olmuş, üstün nitelikleri, kişiliği ve düşünceleri ile yaşadığı çağa damgasını vurmuştur.
ATATÜRK, yok edilmek istenen Türk Milletini, eşsiz dehası, azim ve kararlılığı ile ayağa kaldırmış, başarıyla çıktığı kurtuluş mücadelesi sonrasında, yeni bir devlet kurmuş, gerçekleştirdiği yeniliklerle Milletimize demokratik bir cumhuriyet ve aydınlık yarınlar armağan ederek, çağdaş Türkiye'nin yolunu açmıştır.Bir milletin yeryüzünde var olma çabasının eşsiz timsali ve mazlum milletlerin rehberi olarak tarihe yazılan Milli Mücadelemiz ve devamında Cumhuriyet’e uzanan süreç, çağın gereklerini ve gerçekliğini en iyi şekilde algılayarak, Türk Milleti'ni layık olduğu yönetim ve yaşam biçimine kavuşturan Büyük Atatürk’ün ileri görüşlülüğünün eseridir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Büyük Önder bilindiği gibi, sadece bir devlet kurucusu değil, aynı zamanda kurduğu devleti Türk Milletinin tarihi ve sosyal şartlarının ön planda olduğu bir temele oturtmayı hedeflemiş bu nedenle ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel hayatta bir çok ilki başarmış bir inkılapçıdır.
Atatürk’ün “En büyük eserim” diyerek gençlere emanet ettiği, demokratik, laik, sosyal ve millet egemenliğine dayalı hukuk devleti olan Cumhuriyetimiz, bu ülkede yaşayan tüm bireylerin çabalarıyla ilelebet payidar kalacaktır.Cumhuriyetimizin kazanımları ve Atatürk ilke ve inkılapları ışığında; hoşgörü, uzlaşma, birlik, beraberlik ve barış içinde yaşamak, modern dünya ailesinin en saygın üyeleri arasında Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığı için çok çalışmak, hepimizin temel bir görevidir.
Yeryüzünün en güzel coğrafyasında, bağımsız ve medeni bir toplum olarak ilelebet var olması inanç ve ülküsüyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından Anadolu’da başlatılan Kurtuluş Savaşı destanı, her Türk vatandaşının en öncelikli rehberi olacaktır.Geleceğe de ışık tutmak isteyen Büyük Önder’in “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” sözü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini anlamak ve korumak için parola olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle,Cumhuriyet İlkokulu olarak Cumhuriyetimizin kurucusu büyük ATATÜRK’ü aramızdan ayrılışının 85. yıl dönümünde bir kez daha rahmet özlem ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyoruz.
Ruhun Şad Olsun Aziz Atam...

3/A ve 3/C sınıfı öğrencilerimiz öğretmenleri Sevgi Akıncı Özer ve Malike Anayurt rehberliğinde Çiğli Havacılık ve Uzay Eğitim Kampı'na gezi düzenlediler. Farklı hava araçlarını tanıyan öğrencilerimiz, uzay konulu bir similasyon izlediler. Uzay Kampı'nda merak ettikleri soruları görevlilerle paylaşan öğrencilerimiz, hem Uzay ile ilgili bilgi aldılar hem de keyifli bir gün geçirdiler.

3/A ve 3/D sınıfı öğrencilerimiz öğretmenleri Sevgi Akıncı Özer ve Nur Çimen rehberliğinde Karşıyaka Hoca Mithat İlçe Halk Kütüphanesi'nde "Kitap Tadım Atölyesi " etkinliğine katıldı. Öğrencilerimiz hazırlanan kitap menülerinden istedikleri kitapları seçti. Verilen kitapları klasik müzik eşliğinde okuyan öğrencilerimiz, verilen süreyi tamamladığında başka kitapları okudu. Kitap Tadım Atölyesi' nde farklı kitaplarla tanışan öğrencilerimize bu çalışmayı hazırlayan ve destek olan Hoca Mithat İlçe Halk Kütüphanesi müdürüne ve personeline çok teşekkür ediyoruz.

Karşıyaka Cumhuriyet İlkokulu olarak fotoğraf sanatçısı Sayın Ahmet Aydın Akansu'nun "Atatürk'ün Ağaç Sevgisi ve Türkiye'nin Anıt Ağaçları" adlı fotoğraf sergisi okulumuzda gerçekleşti. Karşıyaka Kaymakamı Sayın Özkan Demir'in açılışını gerçekleştirdiği fotoğraf sergisine, Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Kadir Kadıoğlu, Karşıyaka İlçe Jandarma Komutanı Sayın Ahmet Karaman, İlçe Emniyet Müdürü Sayın Ercan Kaçanoğlu, Tuna Mahallesi Muhtarı Hüseyin Koçoğlu ve Alaybey Mahallesi Muhtarı Servin Akkuş katılım gösterdi. Okulumuzun ev sahipliği yaptığı sergide Okul Müdürümüz Sayın Ender Feroğlu misafirlerimizle ilgilenip, sanatçı Ahmet Aydın Akansu'ya "Ağaç Sevgisi" konusunu işlediği için teşekkür etti.

29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla Türk milletinin tarihinde yeni bir devrin kapıları açıldı ve "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" sözü, devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini aldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edilmişti.İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından iki ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye devletinin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu.

Bu sırada, 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil bir çözüm gerektirdi.28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı.İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı:

"Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.

Çankaya'ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi.

"Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır"Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet'in ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi.Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verilirken, Türk milletinin tarihinde yeni bir devir açıldı.

Cumhuriyet İlkokulu olarak tüm coşkumuzla, şiirlerimizle, valslerimizle, danslarımızla Yaşasın Cumhuriyet! diyoruz. Nice nice 100 yıllara...